ayça nur dursun

uzak bir semtten
aç ve susuz olmalarına rağmen
hâlâ top peşinde koşturan
çocuk sesleri gelir
yüzlerindeki gülüş hoyratça çalınmış
ölüler çok can çekişti mi dersin
ruhlarını, acılarını
yaşadıklarını ve yaşayamadıklarını
yirmi bir grama sığdırırken
şimdi bizim lügatımızda ölüm
unutmaya yüz tutmuş anıların
beynimizin içinde 
son kez kanat çırpışına benzer
ankara soğuk mudur bu sonbahar
kasım gelmiş sinsi kasım
çoktan kurmuştur pusuyu
olsun
biz baharın ilkini beklemeyi 
beklerken çürümeyi
çürürken savrulmayı
ve en sonunda savrulanları toplamayı
toplarken umudu ömrümüze
katık etmeyi öğrendik