bitmeyen hikaye
Geçen zamanın boşlukları dolduruyor yarım kalan hikayemizi
Şimdi ben denize hasret bir Anadolu çocuğu
Ömründe ilk kez görmüş gibi
Yüreğimin içinde harlanıyor tutkunun mavi alevi
Sense kızıl bir gün batımını seyreder gibi
Kederli ve derin
Bakıyorsun pencereden içeri
Ait olmadığın bir devrin en güzel mevsimi gibi
Yaşıyorsun hala
Saçakları pare pare yıllanmış bir perdenin ardına gizlenmiş
Geçmişe inat asılı duran fotoğrafta
Kimse bilmiyor…
yeni bir son
Zaman geçmiş.
Duvarda asılı duran saatte,
Akrep yelkovanı kovalamayı bırakmış.
Tanıdık bir hayalin izleri silinmiş sanki,
Kor ateş sönmüş…
Belki de unutulmuş kötü sonlu güzel masallar.
Belki de artık yeni bir yenilgiye ihtiyacımız var.
Zaferle çıkamayacağımızı bildiğimiz bir savaşta
Yüreğimizi kuşanıp saldırmaya,
Belki tekrar pişman olmaya,
İhtiyacımız var.
Hazırlıksız yakalandığımız bir sağanakta
Şemsiyeyi bilerek kapatmaya
Ve imkansıza tutulmaya dolunay karanlığında,
Tüm vazgeçişler adına
Bir mutsuz son daha yazmaya,
İhtiyacımız var…
bizden kalan
İyisi mi sen git,
Git ve dönme bir daha.
Ben hayallerimle avuturum bana kalan beni.
Hele aynanın karşısına bir geçtim mi,
İnandırırım tüm yalanlara kendimi.
Zaten küçüklüğümüzden alışmışız biz
kendi yaralarımızı sarmaya.
Alışmışız yorganın altına girip, iki damla gözyaşıyla acıları unutmaya.
Sen git,
Düşünme buraları.
En fazla bir fırtına kopar, kokunu alır götürür.
Bir sel olur, izini siler gider.
Kaldı ki bir sevgin bana,
Bir yangın çıkar, o da kül olur avuçlarımda.
Ama gökyüzü..
Gökyüzü şahittir bu sevdaya.
Bir an gelir kuşlar onu dillendirir ya..
Şimdi sen git.
Git ama kuşları unutma!
Sadece onlar yaşayacak bu sevdada..