
ben geldim çaldım kapını bekliyorum sokağında
saçlarımı getirdim sana
ben saçlarımı kendim keserim. saçlarımı senin için yeni kestim. uçlarında biraz anı biraz başka eller vardı, en çok oraları kestim de geldim. aç kapıyı beraber uzatalım saçlarımı sen dokun saçlarıma, kesmeyelim hiç saçlarımı.
çocukluğumu getirdim sana
bizim ailemizde yaşlı ve ciddi bir eniştemiz vardır. küçükken bayramlarda yüzünü asık görüp otururdum dizinin dibine. konuşur konuşur güldürürdüm onu. hala cebinden şeker çıkarıp verir bana bayramlarda, ben hala dizinin dibine oturup konuşurum onunla saçma saçma. aç kapıyı bırak senin içindeki yaşlı ve ciddi amcayı da güldürsün küçük sıla.
içimdeki anneyi getirdim sana
her yer her yerde bak içinde darmadağın olmuşsun, koşmuşsun koşmuşsun düşüp dizini kanatmışsın başka başka sokaklarda. izin ver iyileştireyim şeker basayım yarana. kanı durduktan sonra sarar sarmalarım da. sen kapıyı aç ben içini düzeltirken süt ısıt kurabiye getirdim sana.
taze taze çiçekler getirdim sana
ellerimin değdiği yerleri çiçeklerimle renklendirmeye, karanlık odanın penceresini açmaya geldim. yeter hüznün, yeter umursamaz davrandığın. boşa giden bizim mutlu günlerimiz. kaç zamandır kapalı bu kapı açamıyor musun? hadi son gücünle çek kendine doğru gitmemek üzere geldim. ben de yoruldum sen de yoruldun uyur dinleniriz güzelce. hasret giderir bunca zamanı neden kaybettik diye üzülürüz. kitaplarımı getirdim çıkmayalım yataktan da altını çizdiğim yerleri okuyayım sana. anılarımı getirdim, arkadaşım ve sevgilisi ilk defa yalnız kaldıklarında sıkılıp halay çektiklerini anlatmış mıydım sana? bırak konuşayım çok sustum sen dinle güldüreyim yüzünü. yeter kara kışta kaldığın, baharı getirdim sana.