ellerin, yeniden şiir

tanrım gördün mü bak,
o da bize gülümsüyor.
afrikalı çocukların örgülü saçlarına nazar boncuğu takıyor gözlerindeki umut.
o pamuk gibi siyah yüzlerde kocaman inciler beliriyor.
çocuklar eşlik ediyor onun kahkahalarına.
ilk defa duyuyoruz birbirimizi.
onun gramer kuralları, benim imla hatalarım.
iyi ki diyorum ve ki’leri ayırmıyorum.
çiçek satan 35’lerinde bir kadının ellerine uzanıyoruz ikimiz birden,
ben onun yakasına gül takıyorum.
kadının elleri aklımda.
elleri yorgun ve yaşlı bir hayli de yaşanmışlık.
marx’a kızmak geliyor içimden.
kızamıyorum; ‘burası dünya’ 
yelkovan çelme takıyor akrebe.
hava da iyiden iyiye soğuyor üstelik.
ama rüzgar yüzüme ılık çarpıyor. 
hatırlıyor musun seninle son konuşmamızda bana ‘rüzgara yön veren kalbindir.’ demiştin.
şaşırma tanrım lütfen,
biliyorsun içimdeki en çok anlam sana.
ben matematik öğretmeninden değil senden öğrendim; bir’in bir’le toplamının iki değil de daha büyük bir ‘bir’ yaptığını.
şimdi iki ayrı insanken sende,
nasıl büyüyeceğimizi düşünüyoruz.
onun gözleri beş yaşında çocuk, ışıl ışıl, küçücük.
ısınan bir kediye bakarken parıldıyor.
bir rüzgar daha vuruyor yüzlerimize.
daha önce bulamadığım bütün cevaplar şimdi; kitap, defter açık sınava dönüşüyor.
biliyorum, onun rüzgarı şimdi bu denizden kalbime esen,
martıların sesinde bulduğum sakinlik.
kalabalıkları hiç sevmeyen kalabalıkların içinde,
kalabalığı hiç sevmeyen ben, 
ben -e rağmen, onu bir senfoni sakinliğinde sevmeye,
tanrım ben seni duymaya başlıyorum.
uzaklığından önce yakınlığını,
gözlerinden önce kalbini,
dudaklarından önce ellerini bilmek istiyorum.
elleri sıcacık anneanne kahvaltıları sanki.
ellerinde, küçükken kaybettiğim renkli bilyeler,
kalbinde, cumartesi günü neşesi,
kalbimde onun cumartesi telaşları.
inanmaya, hissetmeye pencerenin perdesini aralayan.
bütün soruları bir kenara bırakıp sana inanmaya, onu şimdi sevmeye başlıyorum.
ve tam buraya uygun bir şiir biliyorum;
‘‘sevgilim, tanrının beşiğiymiş koynun diye uyuduğum rüya.’’

Next Post

kiss of judas

Pts Tem 15 , 2019
sana güller getirdimdikeni olmayan, solmuş, rengini yitirmiş ve kırılmış güller.üzüm topladım son bağ bozumunda, kan rengi şaraplar getirdim. adın geçti çok türküde bildim hepsini.bildim de demeye çekindim.yoruldum, eskidim, yüreğim son koşusunu yaptı bugün.ben yabani bir at gibi oradan oraya koşuşturdum durdum.hoyrattım. yenildim lakin ölemedim. annem bekliyordu nehrin öte kıyısında,annemin yüzünde sevmeyi gördüm. -düştüm […]

ÖNE ÇIKANLAR