Fırtınayt’tan Daha İyi Bir Albüm Ne Kadar Mümkün?

Yazan: Furkan Halil Kurtkan

Gazetelerin, Melik Gökçek’in istifasının isteneceği haberleri üzerine, Tayyip Erdoğan’ın; “İstifa da hizmettir. Makama getirirken iyi güzel, boşaltılmasını istediğimde neden yadırganıyor?“ tepkisinin manşetleriyle çıktığı 6 Ekim 2017’de, Olmadı Kaçarız Plakçılık’tan bu siyasi olay kadar reytingli olmadığı her halinden belli olan bir albüm yayınlandı. İsmini Turgut Uyar şiirinden alan bir grup için fazla mı hareketli acaba diye düşünürken, her şeyi yerli yerine oturtmada üzerine herhangi bir varlık ya da varmamalık tanımadığımız zaman yine görevini yaptı. Ve Fırtınayt, Türkiye müzik tarihinde müzikal anlamda Tarkan’ın Karma albümünü geride bıraktı mı bilinmemekle birlikte, lirikal anlamda zirveye oturdu. Buna ben karar verdim. Az önce.

Ekim 2017 öncesi ölenler veya mağarada yaşayan anti-kapitalist romantikler için kısaca albümden bahsedecek olursak, 9 parçadan oluşan Fırtınayt, 6 yeni parça, daha önce tekli şekliyle yayınlanmış Hayaletler ve Arayan Bulur’un yeni versiyonları ve Ay Şuram Hala Ağrıyo albümündeki Evren Bozması parçasının stüdyo kaydıyla Star Haber deyimiyle; raflardaki yerini aldı.

canavar banavar, galvaniz gelbiraz, afordisman salihins

Albüm, Amerika sinemasında bir miktar yaralı ve yaralı olduğundan az biraz kaslı kahramanın kameraya doğru zafer kazandığı her halinden belli şekilde yürürken arkada çalan müziği andıran mistik bir açılışla başlıyor. Ve işte kulağımızda Galvaniz Gelbiraz’dan, çok sonraları İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ‘şairin de dediği gibi’ mini-tanıtımından hemen sonra söyleyeceği o sözler; “Güneş yerinde, her şey yolunda!“ (linkiniz)

Dinleyenleri tarafından, Türkiye’nin önemli bir siyasetçisinin partililerine yaptığı konuşmadan, araba kullanırken cama vuran güneşi çekip arka fona da bu parçayı koyarak story atmaya kadar geniş bir yelpazede değerlendirilen bu parçada benim en sevdiğim bölüm ise; “korkmaktan korkmayalım artık; ordular ilk hedefiniz kendiniz!“ bölümü. Çevremde, bu içe dönüşçü post-modernist bölümü ne kadar översek övelim, övülmesi gerektiği kadarına ulaşamayacağımız için övmekten çok erken vazgeçmek gibi pragmatist tavırlar gözlemliyorum.

Türk müzik tarihinin en iyi albümü, nedense evren hakkında çok büyük ihtimalle küfürlü şekilde ileri-geri konuşacağına dair bir önyargıya sahip olduğumuz Evren Bozması ile devam ediyor. Grup, bir konserden sonra yazılan; “Başlamalıyım bir yerden; resimler, yüzler bilmemler. Kimin bugün doğum günüydü? Takside unuttuğum gitar, evin anahtarı. Durmadan rüyama girenler, ormanda ekmek kırıntısı, gündüz gürültüsü, aşkın avuntusu, bu kimin sıkıntısı? Benim mi bütün kurduğum hayaller? Kim evde yok? Ne kadar sevdim seni, ne kadar çok!“  gibi bence olabilecek en anlamlı şekilde bu çok anlamsız tanımlamaları birbiri ardına sıralarken tercihen Beats kulaklığımız aracılığıyla (Beats kulaklıklar henüz Trendyol’da indirime girmediği için JBL de olur) kendimizi çoktan müziğin ritmine kaptırmış, güneş girmeyen küçük odamızda ya da toplu taşımanın en sıkışık durağında şartların el verdiği ölçüde dansımıza başlamış oluyoruz.

-mutsuz parti-

Canavar Banavar’ın bir şiirinden bestelenen, ve şiirin ismi olan ‘Arayan Buluyor, İnleyen Ölüyor’ cümlesi Google’da aratıldığında ilk sırada Projeksin’ın linkinin çıkıyor olması sebebiyle (linkiniz) ekip olarak ayrı bir sempati beslediğimiz Arayan Bulur şarkısıyla bu albüm inceleyemememiz tüm hızıyla devam ediyor. (WordPress’e geçişimiz sebebiyle mi yoksa Linkin Park’ın solisti Chester Bennington’un ani ölümüyle mi linkin öldüğü hakkında bir fikrimiz olsa da bunu kesinleşmeden paylaşmak istemiyoruz.) Büyük Ev Ablukada kentin içinde sıkışmış, istediği alanda çalışamayan ve günlük hayatımda damacana su siparişi verirken ya da perde asarken hala çözülemediğine ara ara şaşırdığım ev kirası yüküyle kamburlaşmış bizleri, bizlere disco müziğinin üzerine yazılmış şu cümleyle anlatıyor; “Ağız tadıyla bi’ çekip gidemedim!“ Nasıl gidemedik ama dimi.

Editör ile papaz olmamak için, kalan parçalarla ilgili bu değersiz yorumlarımı bir paragrafta bitirmem gerektiğinin farkına varırken, kedim Alex yaklaşık iki metre arkamdaki yatağımda horluyor. Hoşçakal Kadar’ı sevgilimle her dinlediğimde, “güvendiğim tek şey sensin, bir de kapının kilidi“ bölümünde, kapının kilidi kelimesi yerine Recep Tayyip Erdoğan diye bağırarak bence gayet ironik, politik ve komik olan bu taşlamayı yapmayı sürdüreceğim gibi gayet özel bir durumu sizinle paylaşırken, insan ırkı olarak bulduğu avı kabilesinden gizli gizli yiyen atalardan geldiğimiz konusunda ciddi emareler göstermemize rağmen, modern dünyada bize özel olan her şeyi paylaşma dürtümüzü nerede geliştirdiğimizi merak etmiyor olmamalıyız. Fakat son birkaç paragraftır aralıksız övdüğüm Fırtınayt’ın, her soruna olduğu gibi bu soruna da bir cevabı var elbette; “Hepsine alışıyor insan, hepsine ne fena.

canavar banavar, mutsuz bir şekilde partide

Sansasyonel yazı başlığının sorduğu soruyu cevaplamak gerekirse, ki gerekir diye düşünüyorum, Büyük Ev Ablukada’nın üçüncü albümü olan Fırtınayt’ın üzerine çıkabilecek bir albüm yapılacağını ben, şahsen, bizzat, kendim, düşünmüyorum. Tıpkı Avrupa kıtası için, “burası dünyanın sonu“ diyen seyyah gibi…

E o zaman bir daha dinle bu Spotify.
E o zaman bir daha dinle bu YouTube.

Çok da şaşırılmayacak şekilde, biraz da sanat diyoruz ve Turgut Uyar’ın Büyük Ev Ablukada şiirinden bir dizeyle son veriyoruz bu saçma şeye;

Göğe baktım yerli yerinde,
Haydutlar, dalavereciler yerli yerinde,
Vurguncular, hayınlar, vurdumduymazlar öyle.
İyi dedim, içim rahatladı
Düzen bozulmamış dedim, sevindim
Tenhaca bir bölgede şehre girdim.

Next Post

Pandemi Meslek Yüksekokulu

Per Oca 14 , 2021
Öncelikle pandemi sürecini ele alacağım bu yazı, gerçekler karşısında romantik kalabilir. Pandemi sürecinde işsiz kalan, hastalığa yakalanmış olan veya yakınları vefat edenlere, bu konudaki farkındalığımı belirtmek isterim.  2020 yılına girdikten sonra Mart ayı civarı Covid-19 salgını sebebiyle başlayan pandemi ve karantina süreçleri ile çoğumuzun hayatı olumlu veya olumsuz yönde etkilendi. […]