gecesi olmayan ülke

Yazan: Ebrar Yasemin Kurt

küflü yangının ortasında bir elma
dişlerinde bir balık, hatta etraf karanlık
yanılgılar, zenci ve yalnız
hayalin bir şişede denizlere çarpıyor
ihtiyacım göz bebeklerinden saçılan ışık
yine de bir meyhane köşesi, yine de pişmanlık.
bi kadavra düşüyor ayak bileklerime
kendimden biliyorum hal budur
dışarısı nasıl soğuk
dışarısı kandan bir gövde
uykum henüz yeni başlıyor sevmeye
ellerim dikenli bir telin aşığı
fayda ediyor mu gülün kokusu,
değiştiriyor mu yarını evine vuran gün ışığı.
çünkü hayır kelepçesi var ağzımın
dilin kemiği tanımıyor his nedir
bi kara parçası uzaklaşıyor her gün ince ince
nereye pusu kursam ulu orta
sen bir garipsin, ben çaresiz bir kumum burda.
hangi harfinden sarılayım o isme
hangi çölden ağlamaklı mısraları çekip çıkarayım
gecesi olmayan ülke
gece görmeyen, günü bitmeyen
zehir gibi göğsüme koşan bir yol.
kim tükeniyor avuçlarında anlat dinleyelim
peşin peşin yiyorum özenle sıktığın mermileri
yıkılmış değilim, çekimser hiç
bir yordamı var adım atabilmenin elbet
kitaplarda yazmıyor, şarkılar söylemiyor
yine de yanılgılar sarıyor kollarını
beklemek ötüyor kuşlar duyuyorum.
politik geliyor amaların
kıyas mı değiyor kalbine belirsiz
kim olduğumu istiyorum belirsiz
bambaşka dünyaların arasında bir toprak parçası
orda bir yeşil var uzakta, benim değil.
neyse ki kaygımdan büyük ruhumdaki sevgi
tekrar bağırıyorum, kaldırın sigaraları göğe karşı
bi gurbet bir hasret bi aşk, umutla delirdik!

Next Post

Yeditepe İstanbul

Sal Haz 2 , 2020
Otuz beş yaşındayım. Daha hiçbir şey yaşamadım ki ortasında olayım hayatın. Ama kenarındayım bu kesin. Hem de en kenarında… Tıpkı bizim mahalle gibi şehrin dibinde. Yusuf’un yazacağı “Mahallenin Romanı. Sazanların Tarihi” kitabının bu ilk satırları müdavimlerinin çok yakından hatırlayacağı üzere yaşamayacağımız, içinde adeta debeleneceğimiz o korkunç 2000’lerin hemen arefesinde, sanki […]

ÖNE ÇIKANLAR