
hayatınızda olan her insan bir kitap değerindedir. ve hayatınıza yeni giren bir insan, yeni alınan bir kitap heyecanındadır.
inandığım bir şey bu,
tanımış olduğum ya da etrafımda tanımak üzere olduğum her insan, anlattıklarıyla olsun, kararlarıyla, tanık olduğum tepkileriyle, bildikleriyle-bilmedikleriyle, tavırlarıyla ve karakteriyle olumlu olumsuz muhakkak hayatıma etkiler katmaktadır. kattığı etkiler sonucunda nasıl birisi olmam gerektiğini veya nasıl birisi olmamam gerektiğini, ne tür kararlar vermem gerektiğini gözlemleyebiliyorum. bu yüzden etrafımdaki her insana, sayfalarında gezmekte olduğum bir kitap gibi bakmayı tercih ediyorum.
insanın sayfaları seneleridir, geceleridir.
gecelerinden ve senelerinden arda kalanlar ile sana yansıttığıdır bildikleri, tavırları, golleri, tavuk pilavına karabiber serpişleri ve çayı şekersiz içişleri. siz de kitaplarda bulamadığınız dünyayı etrafınızdakilerden bulabilirsiniz. bunun için gerekli olan şey, çok insan tanımak ya da bilmek değil. karşınızdaki insana o gözle bakarak, senin bilmediğin fark edemediğin neleri biliyor, hayatı nasıl yaşıyor, nelere önem veriyor veya vermiyor? bunlara dikkat ederek kendi hayatın ile kıyaslayıp, istediklerini kendi hayatına eklemek veya çıkarmaktır diye düşünüyorum.
örnek olarak,
eğer arkadaşınız tanışmış olduğu bir kız ile ilk buluşmasına elinde kitap ile gidiyorsa, bunu kendi hayatınıza çekebilirsiniz. kendinizi karşınızdakine anlatmak için 100 adet fazla cümle kurmanıza gerek kalmadan, sevdiğiniz bir şiir kitabını hediye ederek sevginizi-kendinizi en güzel şekilde sunmuş olursunuz. ya da ayrılan sevgilinin ardından balkonuna çikolatalar atmayı da kapabilirsiniz başka bir arkadaşınızdan. bu seçenekler güzel gol atabilmeye de uzanabilir, tatil planlarını kamp yaparak geçirme fikrini de, saçı 3 numara kestirmeye de, spora başlamaya da, okuduğu kitabı okumaya da, fifa’da kura çekerek turnuva takımlarını belirlemeyi bile sağlayabilir.
mesela her sabah “günaydın” mesajlarına alıştıran bir flörtte hissettiğin mutluluk, sonuca varmamış o flörtünden sana kalan en güzel değer olabilir, sıradaki flörtünde de her sabah günaydın mutluluğunu yaşatma fikri kazandırarak.
dosto’nun suç ve cezasından geçmeyen birisi, yanlışlıkla araba ile çarpıp öldürdüğü kediden dolayı 3 gün oruç tutup, cumaya giden mustafa abi’den geçmiş olabilir.
ah muhsin’in “ayakkabılarını kapımın önünde görmeyi istiyorum” satırlarından geçmeyen birisi, ilk buluşmasında “topla bavulunu güzelim, muğla’ya gidiyoruz” deyip 4 sene sevdiği ile muğla’da yaşamını devam ettiren zafer abi’den geçmiş olabilir.
basit olarak belirtmiş olduğum örnekler ile anlatmak istedim, insanlar yürüyen kitaplardır… ayraçları yastığı olan.