
dokundukça sen gözlerinle akşamları buluyor günler
bi tüfek tutuyorsun göğsüme çıkmıyor sesim
bi lütfen saklıyor ağzın kesiliyor nefesim
oysa dudaklarının kenarına değen her sigara
ellerine sarılan her kadeh hevesimdir benim.
bi yeşilden de söz ediyorum her seferinde
çünkü yaradılışındaki ton güç veriyor ellerime.
bırak dağılsın dünyanın tepesinde çepeçevre uçan kuşlar
bırak yıkılsın uzaklığını saklayan binalar.
çok sessiz bir rüyanın içindeyim her gece
davetsizliğimi saklamanın kaygısıyla seni,
anlatamıyorum herkese / kimi zaman kendime.
yalnız bir düş hisliyorum tam göğsümde
oysa şimdi tam da günüdür heyecanın
yosunlu denizlerde bile,
yağmurlu günlerde bile,
çünkü sen benden dile
kilometrelerce sevgi dökerim dizlerine.
her gece kucağındayım şarkıların,
tanrıların gölgesinde bi salıncak,
çok şey var anlatacak.
adımlarına yakalanıyorum göğün kafesinde.
bileklerinden, yüreğinden,
bir keder bile tuttursam ipin ucunu kaçırıyorum.
beceremiyorum hüznü seninle.
kelepir bi düşün hangi güne vardığını konuşuyorum kendimle
çekinmiyorum, yanılmıyorum, eğilmiyorum da kedere.
pişmanlıkları yakamdan silkeledim,
düğmelerimi ilkledim,
dikiliyorum karşında özenle.
neresinden tutarsan tut bu aşkı
anılarım hecelerin ortasında sorgusuz sualsiz suskun
hatta belki bazen yüksek sesle.
güllerin yankısından önce bu hikaye
bir yerlere yazıyorum, derime kazıyorum
yapraklara dokunuyorum öyle usul bir sevgiyle.
hepsi dargınlığından koparmak adına hayatı
üzülme, gücenme, yerinme dünlere
lütfen diyorum senin ağzınla inan bana kudretle
ya öncesidir hayat ya sonrası
akıbetim, gözlerinin felaketidir savaşta ve direnişte.