Senden Elektrik Alamadım

Yazan: İbrahim Metin Esen

(D. 10 Temmuz 1856, Smiljana-Sırbistan
Ö. 7 Ocak 1943, New York)

Kilo & boy: 56kg & 172 cm
Burcu: Yengeç
Burçların birbirine kayması sonucundaki
burcu:
Yengeç

Babası bir papazdı. Hiçbir zaman okuyup yazamamasına rağmen, annesi halk arasında pratik ev aletleri mucidi olarak bilinirdi. Ona göre Tesla, yaratıcı dahi olmaya adaydı. Papaz olması için babasının zorlamasına karşı çıkarak, genç Tesla, mühendislik mesleğinde ısrar etti. Babasının papaz olması, kahvede arkadaşlarıyla kağıt oynarken “PAPAZ KİMDE” diye bağırdıklarında; tüm kahvehane sakinlerinin babasına dönüp bakmasından sıkılmış ve papaz olmaktan vazgeçmişti.

Annesi de onu destekledi, fizik ve matematikte bilgisini arttırırken Graz’daki Politeknik okuluna girdi ve Prag Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Strum Graz ve Slavia Prag takımlarının antrenmanlarını izleyip iddiada 2.5 alt ve 2.5 üst oynayacağı maçları seçerek hafta sonu çorba parasını çıkarmaya başladı. Yabancı teknik eserleri okuyabilmek için, yabancı dil kursuna devam etti. Ana dili olan Sırpça ve ailece bildikleri Almanca’ya ek olarak İngilizce, Fransızca ve İtalyanca öğrendi.

Nikola ailedeki beş çocuktan biriydi. Bir büyük erkek kardeşi vardı ve adı Dane (Daniel) idi. Ağabeyi, Nikola 5 yaşındayken ölmüştü. Öldüğü sırada Dane, henüz 12 yaşındaydı. Ağabeyi Dane ata binme kazası yüzünden öldü. Bazı kaynaklar da ağabeyi ata bindiği sırada Tesla’nın atı korkutmasından dolayı kazaya neden olduğu söylenir. Ağabeyini henüz çocukken kaybettiği için Tesla’da birçok takıntı oluşmuş ve şizofreniye yakın belirtiler göstermiştir.

Milka, Angelina ve Marica isminde üç kız kardeşi vardı. Ailesi 1862 yılında Gospić’e göç etti. Tesla okula Karlovac’ta gitti. Tesla Avusturya Graz Politeknik’e 1875 yılında başladı. Burada elektrik üzerine olan bilgisini arttırdı. Ancak kişisel takıntıları ve asosyalliği nedeniyle üçüncü sınıfın ilk döneminden itibaren okulu bıraktı. İkinci öğretim okuduğu için akşam eve geç saatte gelir sabaha kadar Game of Thrones, Breaking Bad ve Lost gibi dizileri izlediğinden ve bir süre sonra okula gitmek için uyanamadığından, kimi çevreler okulu bitirdiğini söylese de üniversite Tesla’nın mezun olmadığını ve okula 1878’in ilk döneminden sonra devam etmediğini bildirmiştir. Ailesiyle ilişkisini keserek bir oto mühendislik firmasında çalışmaya başlayan Tesla bu dönem oldukça ağır bir depresyon dönemi geçirmiştir.

Daha sonra babasının isteği üzerine Prag’ta Charles Ferdinand Üniversitesi’ne başladı. Burada bir yaz dönemi öğretimine devam etti ve babasının ölümü üzerine okulu bıraktı. Sonra Paris’te bir telefon şirketinde çalışmaya başladı. Burada doğru akım motorları ve dinamolar konusunda geniş ve önemli tecrübeler edindi. Oradayken çalıştığı döner makinelerini (et yada tavuk döner değil) korumak için regüle edici kontrol cihazları icat etti.

Nikola Tesla’ya göre doğru akım uygulanan sistem doğru bir sistem değildi. Hem jeneratör (üreteç) hem de motordaki komütatörü ortadan kaldırmak ve alternatif akımı tüm sistemde kullanmak daha akla uygun gelmekteydi. Fakat hiç kimse alternatif akımda çalışabilen bir motoru oluşturmamıştı ve Nikola Tesla bu sorunu çok düşündü. (Günümüzde argoda kullanılan “motor lan bu karı” tabiri bu buluşundan esinlenerek ortaya çıkmıştır.) 1882’nin Şubat ayında, Budapeşte’nin bir parkında Szigetti adında bir sınıf arkadaşı tüm elektrik endüstrisinde devrim yapacak olan “Dönen Manyetik Alan”ı bulmuştu. Dönen elemana bağlantı gereği olmayacaktı. Komütatör yoktu artık.

Daha sonradan tüm alternatif akım elektrik sistemlerini tasarladı. Alternatörler, elektrik enerjisinin ekonomik iletimi ve dağıtımı için gerilim yükseltici ve alçaltıcı transformatörler ve mekanik güç sağlamak için alternatif akım motorları. Dünyanın her tarafında harcanıp giden su gücünün bolluğundan esinlenip, gerekli olan yerlere enerji dağıtabilen hidroelektrik santralleriyle bu büyük gücün elde edilmesini tasarladı. Budapeşte’de “Bir gün Niyagara Çağlayanı’nı elektrik elde etmek için kullanmayan Tesla’nın da ta amına koyayım” diyerek dinleyenleri şaşırttı. Yıllarca evimizin salonlarında uçları kararana kadar kullandığımız floresan Nikola Tesla’nın teorileri kaynaklık edinilerek yaratılmış projelerdir.

Kendi deyimiyle zihninde çakan şimşekler çoğu zaman rehberi olmuştur. Bunlardan ışık patlamaları olarak bahseder;
“ …Bu ışık patlamalarını hâlâ zaman zaman yaşıyorum. Yeni bir fikrin zihnimde parıldayıvermesi gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Ama artık eskisi kadar heyecan verici değil bu, eskiye nazaran daha etkisiz. Gözlerimi kapattığımda, parlak bembeyaz bir ışık içinden aksakallı bir dede bana geeeel geeel diyordu. ilk önce mutlaka çok koyu ve tek tonlu bir mavi fon görüyorum. Tıpkı açık ama yıldızsız bir gecede olduğu gibi. Birkaç saniye içinde bu alan parıltılar saçan ve bana doğru ilerleyen yeşil ışıltılarla doluyor. Neden sonra sağ tarafımda birbirine paralel ve yakın ışınların oluşturduğu iki ayrı sistem görüyorum. bu iki sistem birbirleri ile dik açı oluşturacak şekilde duruyorlar; sarı, yeşil ve altın renklerinin hakim olmasına karşın, her türlü rengi içeriyorlar. Sonra bu çizgiler daha da parlaklaşmaya başlıyor ve her yere parıltılar saçan belirgin noktalar serpiliyor. Bu resim yavaş yavaş görüntü alanımdan çıkıyor ve sola doğru kayarak yok olup gidiyor, yerini pek de hoş olmayan ölü bir griliğe bırakıyor. Burayı çabucak kabaran ve kendilerine canlı formlar vermeye çalışıyormuş gibi duran bulutlar doldurmaya başlıyor. İşin ilginç yanı şu ki, ikinci aşamaya geçilinceye değin bu griliği belirgin bir şekle benzetemiyorum. Her seferinde, uyuyakalmadan az önce, gözlerimde kimi şeylerin ya da insanların görüntüleri canlanıyor. onları gördüğüm anda anlıyorum ki bilincimi yitirmek üzereyim. Eğer ortaya çıkmıyorlarsa ya da bunu reddediyorlarsa biliyorum ki bu uykusuz bir gece geçireceğim anlamına geliyor. Yaşlandıkça bu parlamalardan kurtulmanın yolunu ölüm korkusuyla birlikte buldum: FELAK ve NASR okumak.

Elektrik mühendisliğini bırakıp, 1884’te cebinde sadece 4 sentle New York’ta gemiden ayrıldı. Bunun 1 sentiyle Strum Graz ve Slavia Prag maçlarına 2.5 üst oynayarak 4.89 oran yakaladı ve bir nebze de olsa rahatladı. Bir yıl boyunca, Tesla, bu yabancı ülkede açlıktan korunmak için mücadele etti. Bir süre çukur kazarak geçimini sağladı. Cebinde birkaç sent ve bir mektup vardı. Edison’un Avrupa’daki bir iş ortağından yazılan mektuptaki şu satırlar dikkat çeker: “Sevgili Edison; iki muhteşem insan tanıyorum; sen bunlardan birisin. Diğeri ise bu genç adam.

”Böylece Tesla Edison’un laboratuvarında çalışmaya başladı. Ancak kısa zamanda yolları ayrılacaktı. Elektrik, Edison öncülüğünde 1870’lerin sonlarına doğru New York’a girdi ve Edison, Pearl Street’te doğru akım güç istasyonu kurdu.
Edison’un doğru akımına karşılık Tesla, elektriği uzak mesafelere daha az kayıpla taşımaya olanak sağlayan alternatif akımı savunmaktaydı. Edison Tesla’ya kulak asmayınca Tesla da “Aga benim kaybedecek bir şeyim yok sen bilirsin” deyip sanayici George Westinghouse’la anlaştı. Böylece, Edisonile Westinghouse arasında büyük bir ticari rekabet başlamış oldu.

Alternatif akımın, başı boş sokak hayvanlarının öldürülmesi ve elektrikli sandalye infazları gibi ‘sevimsiz’ uygulama alanlarında kullanılmasını fırsat bilen Edison, bu uygulamalar üzerinden alternatif akımın kötü amaçlar için kullanıldığı izlenimi yaratmaya çalıştı ve panter Emel’i de yanına alarak Tesla’yı kötülemeye başladı.

Edison’un tüm bu çabalarına rağmen, teknolojinin tercihi alternatif akım yönünde olacaktı. Bunun ilk ciddi göstergesi de, Chicago Dünya Fuarı’nın aydınlatması için açılan ihaleyi Westinghouse’un kazanması oldu. Kolomb’un Amerika’yı keşfinin 400. yıl dönümü anısına ‘Columbian Exposition’ olarak da anılan bu fuar, aynı zamanda aydınlatmanın tümüyle elektrikle yapıldığı ilk fuardır.

1 Mayıs akşamında Taksim de yürüyüşler tüm hızıyla devam ederken, Başkan Grover Cleveland’ın düğmeye basmasıyla Tesla’nın jeneratörleriyle beslenen binlerce akkor lambanın ışıl ışıl yanması, bundan sonra yola alternatif akımla devam edileceğini müjdelemekteydi.

Tesla’yı arkasına alan Westinghouse’ın önü açılmıştı artık. Niagara Şelalesi’nde kurulacak hidroelektrik santrali için de Westinghouse seçildi.
Burada kurulan alternatif akım elektrik santralleriyle enerji nakil sistemlerinde Tesla’nın geliştirdiği teknolojiler kullanıldı. 16 Kasım 1896’da santral tamamlandı.‘The Niagara Falls Gazette’, bunu okurlarına şöyle duyurdu: “Niagara’daki büyük elektrik santralinde düğmeye basılmasıyla tamamlanan devre Niagara Nehri’nin yukarı doğru akmasını sağladı” Ordu’nun dereleri değil belki ama Niagara şelalesi yukarı aktı. Artık bundan sonra elektrik üretimi, iletimi ve kullanımı alanında alternatif akım egemen olacaktı.

Bu başarının ardından Tesla en çok sevdiği yere, laboratuvarına geri döndü. İlkin, kendini yüksek frekanslı elektrik üzerine araştırmalara verdi ve bu araştırmalarında Tesla; ampullerin daha parlak yanması, enerjinin daha verimli ve güvenli bir şekilde iletilmesini amaçlamaktaydı. Çalışmalarının ilk somut meyvesi olan ‘Tesla Bobini’nin patentini 1891’de aldı. (Tesla Bobini, radyo frekanslarında çok yüksek gerilim değerlerine ulaşılmasını sağlayan bir yüksek frekans transformatörüdür ve daha sonra radyo ve televizyon vericilerinde de kullanılacaktır.)

Yüksek frekanslarla yaptığı çalışmalarla Tesla, ilk neon ve floresan ampullerini geliştirdi. Bundan sonra Tesla, enerjinin kablosuz iletilmesi fikrine tutkuyla bağlandı. Bunun yerine daha ‘ayağı yere basan’ hedefler seçseydi, belki de kablosuz iletişimin başlangıcında Marconi adının yerine onun adını görecektik. Ancak, Tesla’nın bu konudaki çalışmaları kamuoyunun büyük ilgisini çekmekteydi. 1898’deki bir elektrik sergisinde, dünyanın ilk kablosuz uzaktan kumandalı aracını tanıttı. New York Times’ın bir yazarı, Tesla’nın denizaltında bomba taşıyan ve bunu istediği yerde patlatan bir araç yapabileceğini yazınca, buna karşı Tesla şunları söyledi: “Benim büyüdüğüm topraklarda gardaş, icatlar insanlık için kullanılır savaşlar için değil. Burada kablosuz olarak kumanda edilen bir torpido görmeyin, burada insanoğlunun zor işlerini yapacak olan robot soyunun öncüllerini görün.

”Tesla’nın yüzlerce buluşu, elektrik üretimi ve kullanımı alanında büyük ilerlemeler sağlanmasına yardımcı oldu. Büyük düşlerin peşinde koşmasa, belki de çevresindeki pek çokları gibi o da zengin bir adam olabilirdi. Gerçi bir keresinde “Düşmanlarım beni bir şair ve hayalperest olarak gösterme konusunda çok başarılılar. Artık ertelemeden ticari bir yatırım yapmalıyım” sözlerini de sarf etmişti; ancak belki de onun ‘uçuk’ fikirlerinden ‘korkan’ yatırımcılar, bunca başarısına rağmen ona pek yaklaşmamıştı. Şu bir gerçektir ki, Tesla’nın ‘uçuk’ fikirlerinin içinde, önceden öngördüğü ve büyük bir kısmı gerçekleşen pek çok teknoloji de bulunmaktadır. Örneğin; I. Dünya Savaşı’nın başlarında, yüksek frekanslı radyo dalgalarıyla gemilerin saptanabileceğini ve bunun floresan bir ekrandan takip edileceğini söylemişti.

Evli arkadaşların Ataköy sahil yolunda manitalarıyla hız denemesi yaparken, eve fotoğraflarıyla birlikte gelen ve boşanmaya sebep olan hız cezasının sebebi olan RADARdan başkası değildi. Devamını kendi ağzından dinleyelim: “Ailenin günlük gazetesinin ‘telsiz’ yolu ile yollanması imkan dahilinde olacaktır. Şehirlerimizde asansörlü park yerleri yükselecek, tercihli yollar ihtiyaca göre düzenlenecek, belki de insanoğlu tekerlek yerine kanatları koyarak bunları tamamen ortadan kaldıracaktır. Yerkürenin ısı kaynakları endüstrinin kullanımına sunulacaktır. Güneş enerjisi evimizdeki enerji ihtiyacının büyük bir kısmını temin edecek, geri kalanı telsiz enerji nakli ile sağlanacaktır. Bugün kullanmakta olduğumuz telefonların yerini, ceplere girebilecek kadar küçük aletler alacaktır. Herhangi bir habere, bir ülkenin devlet başkanının devrilmesine, dünya kupası final maçına, bir depremin ya da terörün yarattığı felaketlere sanki olay yerindeymiş gibi şahit olabileceğiz.”

Nikola Tesla hiç evlenmemişti. Bekar ve aseksüel olmasının bilimsel yeteneklerine yardımcı olduğunu düşünüyordu. Yıllar geçtikçe, ondan, gittikçe daha az haber alınmaya başlandı. Bazen gazeteci ve biyografi yazarları onu arayıp röportaj yapmak istiyorlardı. Gittikçe garipleşti, gerçeklerden uzaklaştı, aldatıcı hayalciliğe yöneldi. Not alma alışkanlığı edinmemişti. Her zaman tüm araştırma ve deneylerine ait tüm bilgiyi aklında tutabildiğini iddia ve ispat etti. 150 yıl yaşamaya kararlı olduğunu ve 100 yaşının üstüne eriştiği zaman, araştırma ve deneyleri sırasında topladığı bütün bilgiyi etraflıca anlatarak, anılarını yazacağını söyledi. II. Dünya Savaşı sırasında öldüğü zaman, kasasına askeri yöneticiler el koydular ve kayıtların cinsine ait herhangi bir şey duyulmadı.

Nikola Tesla’nın kendine özgü bir tutarsızlığı da, kendisine iki şeref unvanı verildiği zaman ortaya çıktı. Birini reddetti. 1912’de Nikola Tesla ve Thomas Edison’un 40.000 dolarlık Nobel Ödülü’nü paylaşmaya seçildikleri açıklandı. Nikola Tesla ödül töreninde şunları söyledi “O zamanlar New York’da Pearl Caddesi’ndeki ilk laboratuvarında akkor lambası için pazar aramakla meşgul olan Thomas Edison’a rastladım, tabi gençlik heyecanıyla, kendi bulduğum alternatif akım sisteminin açıklamasını yaptım. Edison, “Sen teori üzerinde vaktini harcıyorsun” dedi daha sonra bu Edison denen yavşağa çalışmalarımdan ve alternatif akım planımdan bahsettim. Edison alternatif akımla fazla ilgilenmiyormuş gibi yaptı ve bana bir görev verdi. Edison tarafından verilen görevi her ne kadar sevmemiş olsam da Edison’un bana 50.000 dolar vereceğini öğrenince görevi birkaç ay içinde tamamladım ve Doğru akım santralindeki sorunları çözdüm. Edison’un bana söz verdiği ücreti talep ettiğimde, Edison şaşırmış bir şekilde “tam bir Amerikalı gibi düşünmeye başladığımda Amerikan şakalarından da anlayabileceğimi” söyledi ve bir ücret ödemedi bende hakkım varsa haram zehir zıkkım olsun dedim ve 23 günlük yıllık iznimin de parasını almadan istifa ettim. Beni. bu adi şerefsiz bilim insanı diye tabir ettiğiniz kopyacı Edisonla aynı ödüle layık gördüğünüz için sizden utanıyorum ben bu herifle çiftetelli bile oynamam” dedi bu ödülü de reddetti. Her nasılsa, Thomas Edison’u sevenler tarafından kurulan AIEE Edison madalyasını 1917’de Nikola Tesla’ya layık görüldüğünde, bunu kabul etmeye yanaşabildi.

Tesla’nın en önemli projesi Kablosuz Enerji İletişimi idi. 20 adet ampulü kablo olmadan 25 mil uzaktan yakabildiği kayıtlara geçmiş,Nikola Tesla, ilk defa elektriğin bir kaynaktan çevreye yayılarak kablosuz ve çok yüksek miktarlarda iletimini söylemişti. Kağıt üstünde bunu ispatlayan Nikola Tesla daha sonra yaptığı deneylerle de bunu göstermişti. (Kendisinin elinde kablosuz yanan bir ampül tutan fotoğrafı bulunmaktadır. Arkada kablo vardır kesin diyen Türkler de o tarihlerde bulunmaktaydı) . Bu projenin patentini aldıktan sonra Nikola Tesla’nın en büyük destekçisi J.P. Morgan, Tw Eğer destek o gün kesilmeseydi, günümüzde insanlar elektriği ücretsiz bir şekilde kablosuz olarak kullanabilecekti.

Sıra dışı bir karaktere sahip olan Tesla , para yönetiminde hiçbir zaman başarılı olamadı. Hayatının son yıllarını borçlarından kaçmak için sürekli otel değiştirerek geçirdi. 7 Ocak 1943 tarihinde 86 yaşındayken New Yorker Oteli’nin bir odasında kalp yetmezliği sebebiyle hayata veda etti. Ölmeden önce teleforce silahı adını verdiği bir çalışma yürütmekte olan Tesla’nın bütün dokümanlarına ABD hükümeti tarafından el konuldu.

Sevgili Tesla, yaptığın ve yapamadığın her şey için sana minnettarız. Biz sayısalcı kardeşlerin olarak her entel ortamda Edison yavşağını öven kesimin ağzının payını verdiğimizi bil istedik.

Seni her zaman öven İbrahim’in..

Next Post

Çatısız Bir Kilise, Sessiz Bir Çan

Cts Kas 9 , 2019
Evin baştan aşağı camdan örülü duvarına dik konuşlanmış yatakta öylece uzanmış duruyordum. Karşımdaki yatakta, sürekli bacağını ovuşturan bir kız çocuğu ve hemen tepesinde anlam veremediğim, kendine has figürlerle dans edip bütün salonu dönen bir adam görüyordum. Tanrılarına kurban sunan kabile dansı gibi bu garip hareket topluluğu, kapının aralanması ile kesiliyordu. […]

ÖNE ÇIKANLAR