
şikayetçiyim senden gelip alsınlar seni mahkum etsinler rutubet kokan duvarların arasına da gör bakalım ne zordur mahkum olmak.
hiç tanımıyorsun beni uğraşmadın tanıyayım diye, tanıma da zaten. midye olarak kalayım ben senin için ki içimdeki incinin ayırdına varma hiçbir zaman. boynuna kolye olayım diye ipe dizeme beni. senin sandığın gibi süs eşyası değildir insan.
bir gece yarısı eve dönerken sizin sokağın lambaları sönük olsun, köpekler ile karşı karşıya gel kapıya kadar koşsunlar peşinden inşallah. altına işemiş gibi leş bir şekilde uyan her sabah. utan haline, annen sidikli çarşafları ipe asınca arkadaşlarının alay konusu ol. en sevdiğin ayakkabın ayağını sıksın. en sevdiğin tişörtünü yer bezi yapsın annen. en sevdiğin program başladığı an atsın şalterleriniz. önemli bir buluşmaya giderken üstüne su sıçratsın belediye otobüsü. sende bitsin tuvalet kağıdı ve evde yenisini verecek kimsen olmasın…
içimin yağları eriyooooor!
kenara kay sığamıyoruz seninle aynı yatağa biz. akbabaları bekletme daha fazla leşini almaya geldiler hazırlan. ceketini almadan çık evden, eskiciye vereceğim yirmili mandala anlaştık. ben sularım çiçekleri, senin yüzünden çürümüştü zaten menekşemin biri. bulamazsın ayakkabılarını yalın ayak çıkacaksın, çalsınlar diye kapının önünde bıraktım geceden. unutma bana yazmayı rutubet kokan duvarların olduğu yerden, yolladığın mektupları okumadan yırtacağım. gün ağarmadan terk et burayı, sıfatını gören sabiler ürker sonra.
şiddetle başlayan hazlar şiddetle son bulurmuş. sende burada son buluyorsun. -aşk naneli şeker emip üstüne soğuk su içmek gibidir- anlık bir ferahlama, nefes kesilmesi ve sonunda ağızda kalan acı bir tat.
ben de gidiyorum bu evden başka bir şehre taşınacağım zaten artık. gidip suyu elektriği kapattıracağım sonra koltukların üstüne beyaz çarşaflar örteceğim. mor menekşemi alacağım giderken o masumdu ağlamasın.
içimdeki küçük kız çocuğunun elinden sıkıca tutup çıkacağım evden. mahalleden kimseye veda etmeyeceğim giderken zaten farkına varmayacaklar gidişimin. bir miktar borcum vardı bakkala ama sattığı bozuk sütlere saysın. taksiiii diye bağıracağım çat diye belirecek önümde buğday sarısı taksi. sür abi diyeceğim ama o nereye diye sormayacak. açacağım arabanın camını bağıracağım avazım çıktığınca, ” acıttığınız yeeerrleerden acıııııyııııııın”.