yasemin göçmenler

sen değil

Saat başı,
Altmış dakika
Altmış farklı ses
Çınlatıyor kulaklarımı

Altmış farklı düşünce
Mayın tarlasına sokuyor beni
Altmış yerimden şarapnel yiyor
Altmış saniyede ölüyorum

Altı, üstü fark etmez
Elmanın çöpü hep vardır
Asıl sahibi kurttur diyorum
Sen değil…

ölüme dair

Ölümün nefesi enselerde 
Azrail işini yapıyor 
Toprak kusuyor kendini
Şu dakika bütün bedenler toprağındır

Şimdi sıra onlara gelmiş.
Gömleği yamalı çocuk,
Kitapları kadar eski sahafçı; 
Sıra bize de geliyor. 

Sesini duyarsan haber ver postacı. 
Bu sefer kuşların değil, 
Yağmurun değil, 
Zinciri paslı bisikletin değil. 
Ölümün sesini duyarsan; haber ver!  

Eski konakta ki, eski çınar
Eski kağıt, eski yüz
Eski kara dağlar ve kara çocuk
Sıra bize de geliyor

İşte aralanıyor, gıcırdıyarak ölümün kapısı
Duymuyoruz kavgadan gürültüden
Siz okudukça tükeniyor şiirim
Ben yazmasam, fark etmiyorsunuz bile

  Sıra bizde, bize de geliyor
          dize dize, mısra mısra hem de…