
umut; insan oğlunun en büyük zaafıdır. içinde bulunulan zor durumu bir nevi absorbe edebilme çeşididir. çoğu şeyi kabullenemiyo oluşumuz yaratır aslında bu durumu. yaptıklarımızın bedelini ödemek ağır geldiği için bir şeylerle tutunmaya çalışırız. kafamızda binbir çeşit cümleler kurarız, binbir çeşit duygu hallerine bürünürüz de o umut hep boşa çıkar. aslında insanın içinden geçenler dışındakilerden daha gerçekçidir. sıkıntı şu ki bunu karşı tarafa yeterli duygu ve düşünceyle aktaramıyor oluşumuz. hep bunun sıkıntısını çekmiş bir insan olarak söylüyorum arkadaşlar sonunu getiremeyecekseniz aşık olmayın. kendimden örnek vermem gerekirse ki ben durumu şöyle özetliyorum. “fragmanım iyi ama filmim beklentileri karşılamıyor.” siz filminizin gişe rekorları kıracağına inanmıyorsanız o filmi hiç çekmeyin arkadaşlar. düşünüyorum da ulan başroller iyi,bütçe sağlam,e kast da kaliteli. bizim film niye gişe rekorları kırmıyor abiii. yanlış izleyene mi hitap ediyoruz acaba. yemin ediyorum bu millet filmden falan anlamıyor.
sabır dünyanın en zor mesleğidir. dünya tam anlamıyla bir şeyleri bekleme üzerine kurulmuş bir yer arkadaşlar. bi algoritma var aslında. birileri birilerini hep bekletiyor. sıkıntı şu ki;beklerken unutulmuş olabilme ihtimaliniz. için acıya acıya unutacaksın unutmak istemediğin insanları. dilerim bekleten tarafta olursunuz. çünkü bu taraf biraz sıkıntılı. hayatta her şey yaşanması gerektiği için yaşanıyor aslında. durduk yere kimse acı çekmek istemez ya. birileri öyle istiyor ve oluyor. hepimiz kendi hayatımızın kuklasıyız. yoruldum ya. valla çok yoruldum. yaşamaktan değil de yaşamamaktan çok yoruldum. hata yapmaktan,yanlış yapmaktan yoruldum. kaybetmekten yoruldum. zaten nefes almanın güzel bir şey olmadığını doğduğun anda ağlıyarak öğreniyosun işte. sanırım bunu biraz geç kavradım. neyse olan oldu artık önümüzdeki yaşlara bakacağız..