seninle tutsak, sensiz korkak

kendi yangınlarımla başa çıkamayıp eksik belledim ölümü
önümü de gördüğümden değil
yüzünü dürdüğümden her sabah yatağımın baş ucuna
belki uçuruma koşup bileklerimi zor durdurdum
sanki tam inanılmış dileklerimi kuyularda unuttum
titrerdi göğün iki yakası parmak uçlarımda
suçladım seni de üzgünüm gözlerim dolu dolu
ıslağın altına yatırdı ömrümü sevda
anlatabilirdim de sustum
küllere boğup nefesimi saçlarıma kadar
her sabah aynı ayaza aynı arzuyla soyundum.
sende izledim bitişin belalı sürüklenişini
çok da dövündüm.
aması kaderin dirseklerime yontulacak ağrılar bırakması
sonrası ciğerimin göz göre göre pas tutması.
çekindim herkesliğimden yokluğunun içinde
demet demet çiçekler vardı elimde kavgalara girişimde
uslanmadım gizlendim
kirlendim, 
kirlendikçe hislendim
içimde doyumsuz bir telaş vardı, şiirlerle beslendim.
özlüyorum vaktiyle katlanamadığım hisleri
biraz kayıpların dinleri, biraz kayıkların dilleri
söylenmesi gereken, konuşulması gereken sonbahar izleri
sonunda ölüme doğru hızla kanat çırpan kuşlar
sonunda kana dönüşen hırslar
aynı edepsiz sancılara koşuyorum her gece aynı yastıkta
seninle tutsak, sensiz korkak.
merdivenlerini çıkıyorum ateşler içinde bir evin
yine de buradayım, yine de soğuk.
seninle tutsak,
sensiz korkak.
ölüm de kaydırıyor ayaklarımı yerden,
yüzün de.
belki bu yüzden
seninle tutsak,
sensiz korkak.

Next Post

üç yüz kere sevsem seni

Sal Tem 16 , 2019
politik sebeplerin boynuna yapışmış urgandurgun çocukluğumun peşinde sürükleniyoryine taht diye kurduğum sana veya içindeki kızaher neyse yatağıma bulanan kanı temizlemiyor.mideme oturan sancıdan bahsediyorum sanatelevizyonda geçmiş günleri anımsatan bir sesradyolarımı bozdum, kırdım.pençelerini geçiren boğa, sırtımı izlerken nasıl nahifyakın zamanda birinin olmayı anlatamam sanakelepçeler bileklerini sarmış,bileklerin özgürlük türküsüdür kalbimin.ama diye başladığım bütün […]

ÖNE ÇIKANLAR