Tolga Karaçelik, bir yerlerden çok, bir şeylere sıkışmış, tercihen bıyıklı kahramanların, gayet sübjektif anahtarlar aradığı, zamanda asılı duran birtakım öyküler anlatıyor. Bu öyküler bir yandan gerçek olmayacak kadar gerçek olduğu, diğer yandan bu ‘hakim gerçeklikle’ çelişip doğrusal zaman anlayışına alternatif bir yoldan gittiği için, anahtar aramaya çıkan kahramanlar önce saatlerini […]