Beni kurtaran şey, intihar fikri oldu. İntihar fikri olmasaydı kendimi çoktan öldürmüş olurdum. Yaşamaya devam etmemi sağlayan şey her zaman önümde böyle bir seçeneğin olduğunu bilmekti. Sahiden de bu düşünce olmasaydı bu hayata, bir yere veya bir şeye saplanmış olma duygusuna asla katlanamazdım. Benim için intihar fikri, her zaman özgürlük […]

3

Kutunuzun içindesiniz: Dünya üzerindeki tek anahtarlarıyla birlikte kutunuzun içindesiniz. Ulaşılmıyor… Veda Töreni, Simone de Beavoir Kalabalığın içindeki bir sürü gürültüden ve bir dolu kesinlikten sıkılıp önünde çalışan televizyon isimli mobilyaya rağmen boya vaktinin geldiğini haykıran bir duvara dalan da, mutlaka ama mutlaka etiği baskısı altına alma amacı güden faşizan kendinden […]

“Hepimiz bir şeylere inanıyoruz. İnandığımız şeylere hayatımızı adıyoruz. Aşk, Büyü, Vs., aşka ve doğa ötesine duydukları inancı sorgulayan iki kadının hikâyesi. Eren ve Reyhan 16-17 yaşlarındayken Büyükada’da bir aşk yaşamışlardır. Eren zengin bir milletvekilinin kızı, Reyhan onun yazlık evindeki bekçinin kızıdır. İlişkileri ortaya çıkınca Eren’in ailesi onları zorla ayırır. Yirmi yıl […]

Sosyal hayatımızda, kimi zaman bize yapıldığını hissettiğimiz bir ‘yanlış’, kimi zaman ise anın illüzyonuna kapılıp, benliğimizden yana aldığımız tavır ve onu koruma içgüdüsüyle birçok kez ruhsal ya da fiziksel kavganın içerisinde yahut eşiğinde buluyoruz kendimizi. Default olarak insan olmayla birlikte gelen, yaşanılan olaylara ‘taraflı’ bakma özelliğimiz sayesinde yaşadığımız tartışmaların birçoğunda […]

İsveçli yönetmen Ingmar Bergman imzalı, 1957 yapımı bir film olan Yaban Çilekleri, Isah Borg adında kibirli bir profesörün kendisiyle olan iç hesaplaşmasını konu alıyor. Tolstoy’un, “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar; ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir araba gelir.” tespitini bir kez daha haklı çıkaran film, […]

Tolga Karaçelik, bir yerlerden çok, bir şeylere sıkışmış, tercihen bıyıklı kahramanların, gayet sübjektif anahtarlar aradığı, zamanda asılı duran birtakım öyküler anlatıyor. Bu öyküler bir yandan gerçek olmayacak kadar gerçek olduğu, diğer yandan bu ‘hakim gerçeklikle’ çelişip doğrusal zaman anlayışına alternatif bir yoldan gittiği için, anahtar aramaya çıkan kahramanlar önce saatlerini […]

Gişe filmleri hakkında böylesine büyük bir yargıya sahip bir yazının öncelikle gişe filminin kendince bir tanımını yapması gerekiyor sanırım. İnsanlığın(*) hala yeterince iyi bir noktaya gelememesinin başlıca sebebi birey olmaktan ve içeriye doğru bireyselleşmeden kaçmaya devam etmesidir. Bireyselleşmedeki ‘kendin sebep olduğun iyi veya kötü her şeyden kendin sorumlusun durumu’ oldukça […]

Her ne kadar çok kötü filmler de çekilse sinemamız gelişim gösteriyor. Sizler için 90’lar sonrası Türk Sinemasında beğendiğimiz sahneleri derledik. Emeği geçenlere saygıyla. “Beyler koalisyon…” (Tabutta Rövaşata / Derviş Zaim) “Yangın sayılır…” (Ağır Roman / Mustafa Altıoklar) “Seni bir kez daha görebilmek için yaşadım.” (Eşkiya / Yavuz Turgul) “Bir de […]