
Beatlemania Oluşuyor!
Daha önce farklı gruplarda çalan McCartney, Harrison, Lennon 1960’da bir araya geldi, yanlarına Lennon’ın çocukluk arkadaşı olan Stuart Sutcliffe’yi de alıp bir grup kurdular. Belli bir süre The Sickless ismiyle çalan grup daha sonra McCartney’in önerisiyle ritim anlamına gelen ‘beat’ sözcüğünden hareketle The Beatles adını aldı. Davulda da Pete Best vardı ve belli bir süre Almanya’da çaldılar. Daha sonra Harrison yaşı hakkında yalan söylediği için sınır dışı edildi. Çıkan bir yangın sonucunda yapılan soruşturmada Best ve McCartney’in de sınır dışı edilmesine karar verildi. Hamburg’da verilen son konser sonrası Lennon’ın çocukluk arkadaşı Sutcliffe Almanya’da kalmaya karar verdi ve grup İngiltere’ye döndü. İngiltere’de birçok müzik firmasına gittiler fakat müzikleri demode olduğu gerekçesiyle geri çevirildi. 1962’de Sutcliffe’nin beyin kanamasından öldüğü haberi grubu büyük üzüntüye boğdu.
EMI yetkilisi George Martin, müziklerinden ziyade kişiliklerini sevdiği için The Beatles ile bir yıllık sözleşme imzalar. Her şey yolunda gibi gözükürken bu kez de Pete Best ile problem yaşanır. Hastalığından dolayı bazı konserlere çıkamaması ve saçlarını klasik Beatles şekli gibi kestirmemesi yolların ayrılmasına sebep oldu. Onun yerine grup yoluna Ringo Starr ile devam etmeye karar verdi ve Beatles ilk single’ı ‘Love Me Do’ 1962 yılında çıkıp listelerde 17. sıraya kadar yükseldi. Hemen ardından ikinci single ‘Please, Please Me’yi çıkardılar ve bu single listelerde ikinci sıraya yerleşti. 1963 sonuna kadar iki turne yapan grubun meşhur logosu da bu dönemde çizildi.

Macera Dolu Amerika!
1963 sonrasında ise Beatles’in eski şarkıları ve yeni şarkısı ‘I Want to Hold Your Hand’ Amerika’da yayınlandı ve on gün içinde bir milyon satmayı başardı. The Beatles grubu Amerika’ya indiğinde havaalanında 3000’e yakın hayranı bekliyor, Amerika’da katıldıkları ilk programı yaklaşık 74 milyon kişi izliyordu. 1964’te oynadıkları ‘A Hard Day’s Night’ isimli komedi filmi iki dalda Oscar adaylığı kazandı. İşte tüm dünyada Beatlemania kurulmuştu.

Kara Bulutlar!
1966’da yaptıkları Revolver albümü büyük bir müzikal değişim gösterdi, artık şarkılarda rock sound daha fazla öne çıkıyordu… Bu grup arasında ufak çaplı tartışmalara sebep oldu.
Ardından bir kez daha dünya turnesine çıkan grubun ilk konseri oldukça sorunlu başladı. Japonya konserinin kutsal bir dövüş sanatları merkezi olan Nippon Budakan’da verilecek olması sağ görüşlü Japonlar tarafından tepki çekti. Protesto etkinlikleri düzenlendi. Konser yoğun güvenlik önlemleri arasında yapıldı. Daha sonra Filipinler’e giden grup devlet başkanı eşi tarafından kahvaltıya çağrıldı fakat The Beatles bunu reddetti. Bu karar gazete, radyo ve televizyonlarda yayınlanınca büyük bir öfke uyandırırdı. Beatles ülkeden ayrılırken koruma için polis verilmedi ve grup burada saldırıya uğradı.
Sonrasında Amerika’da röportaj veren Lennon, o ünlü sözü söyledi: “The Beatles şu anda İsa’dan daha popüler…”Bu açıklama grubun esprili açıklamalarına alışkın olan İngiltere’de bir sorun yaratmadı fakat Amerika’da yoğun tepki oluştu. Beatles plakları yakılmaya başladı, grup daha sonra özür dilese de öfke dinmedi.
1967’de grubun 32 yaşındaki menajeri Epstein fazla uyuşturucu kullanımından hayatını kaybetti. Lennon bu ölümden çok etkilendi ve grubu ayakta tutmak için harcadığı motivasyonunu kaybetti. Daha sonra oynadıkları ‘Magical Mystery Tour’ isimli film iyi eleştiriler toplamadı ve gişede battı. Lennon ve McCartney bir yıl sonra kendi plak şirketlerini kurduklarını açıkladı fakat ticari yöndeki tecrübesizlik işlerin kötü gitmesine sebep oldu ve bu grubun müzik hayatını da etkiledi. The Beatles albümünde Ringo Starr dört şarkının kaydına girmedi. Grubun daha önce aldığı ‘grup kayıtlarına kız arkadaş ve eşlerin getirilmemesi’ kuralını John Lennon bozdu. Eşi Yoko Ono’yu albüm kayıtlarına getiren ve ondan tavsiyeler alan Lennon grubun sabrını taşırdı. Ono Yoko’nun sürekli olarak şarkılar hakkında tavsiyelerde bulunması şiddetli tartışmalara yol açtı. Ancak iki plaklık bu albüm diğer albümler kadar ilgiyle karşılandı. Bu albümün bir diğer özelliği ise grup üyelerinin tarzlarını kendi şarkılarına yansıtması oldu. Rolling Stone bu albümü ‘bir çatı altında dört albüm’ olarak tanımladı. Albüm sonrası grubun hiçbir röportajı beraber vermemesi dikkat çekiyor, dağılma dedikodularına sebep oluyordu

Yaman Ayrılık!
Grup üyeleri ve McCartney bu sefer de yeni menajer konusunda karşı karşıya geldi. McCartney eşinin babasının menajer olmasını, grup üyeleriyse Klein’in menajerliğe getirilmesini istiyorlardı. Çoğunluğun dediği oldu ve Klein menajerliğe getirildi. Fakat Klein’in gruptan para çaldığının anlaşılmasından sonra fikir ayrılıkları iyice belirginleşti ve kavgalar yaşanmaya başladı. Lennon grup elemanlarına gruptan ayrıldığını söyledi fakat basına herhangi bir açıklama yapmadı. 3 Ocak 1970’de son The Beatles şarkısı ‘I Me Mine’ yayınlandı fakat Lennon bu şarkıda yoktu. 10 Nisan 1970’de McCartney bir basın toplantısı düzenledi ve grubun dağıldığını açıkladı. Yıllar sonra, 1974 yılında Lennon ve McCartney stüdyoda bir kez bir araya geldi. Fakat yaptıkları çalışmalar resmi olarak yayınlanmadı.

The Beatles’dan Battlemania’ya Yakışır Son Konser!
Grup son konserini 1969 yılında Apple binasının çatısında gerçekleştirdi. Polisten izin alınmadan yapılan bu konsere polis müdahale etti ve grup gözaltına alındı. Polis tarafından çatıdan indirildikleri görüntüler ‘Let It Be’ isimli filme de konuldu.

Paul McCartney 1966 Yılında Öldü İddiaları
Müzik tarihinin efsaneleri arasında yer alan bu dedikoduya göre McCartney 1966 yılında stüdyodan sinirli bir şekilde çıkmış ve bir arabanın altında can vermişti. Plak satışlarından endişe eden plak şirketi ise bu durumu gizlemiş ve McCartney’e benzeyen solak bir gitarist bulup Paul’un yerine geçirmişti. İddiaya göre bu durumu içini sindiremeyen ve sözleşme gereği konuşamayan grup üyeleri bazı albüm kapaklarına ve şarkılara gizli şifreler koydu. İşte o şifreler:
- Abbey Road albümü kapağında Paul ayakkabı giymemiştir, çıplak hayat Hint kültüründe ölüleri temsil eder.
- Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band albümü kapağında yer alan mezar üzerinde Paul yazdığı iddiası.
- I’m So Tired adlı şarkının sonundaki konuşma tersten çalındığında “Paul is dead man miss him miss him (Paul ölü bir adam, onu özlüyoruz) mesajının çıktığı rivayet ediliyor.

John Lennon’ın Ölümü
1980 yılında Beatles hayranı olduğunu iddia eden ve akli dengesi yerinde olmadığı rivayet edilen Mark David Chapman tarafından kaldığı otel önünde silahla öldürüldü. John Lennon vurulduktan sonra olay yerinde olan bir polis tarafından bilincinin açık olup olmadığını anlamak için sorulan ‘sen kimsin?’ sorusuna, “Ben John Lennon, The Beatles’ın John Lennon’ı…” cevabını vermiştir. Amerika’da yaşamını sürdüren ve daima barışçıl ve insancıl mesajlarıyla tanınan Lennon, Nixon yönetimi sırasında hedef gösterilmiş ve sınır dışı edilmeye çalışılmıştır. Çünkü Lennon her konuşmasında insanları barışa çağırıp Vietnam Savaşı ile ilgili halkın desteğine çok ihtiyacı olan iktidarın işine gelmeyecek şeyler söylüyor ve kamuoyu oluşturuyordu.
Mark David Chapman Lennon’ı öldürmeden birkaç saat önce ona eşi Ono Yoko ile birlikte yaptığı Double Fantasy albümünü imzalattığı ortaya çıktı. 1981 yılında yargılaması bitti ve 20 yıldan az olmamak şartıyla müebbet hapse mahkum edildi. 1991-1992 yılında kendisinden alınan ses kayıtlarında cinayeti nasıl işlediğini şöyle anlattı: “Bu mutlak bir ihtiyaçtı. O aşamada artık kendimi engellemek için hiçbir şey yapamazdım, tüm ruhumla ve bilincimle buna tamamen inanmıştım. Bu, bir tren gibiydi, hiçbir şeyin durduramayacağı, makinisti olmayan bir tren. Hiçbir şey beni durduramazdı. İşte, bir yanda dünyanın hayranlık duyduğu bir insan, diğer tarafta ben, kişiliksiz, basit bir insan. İçimde bir şey parçalandı, John Lennon’ı öldürmekle kimliğimin ortaya çıkacağını düşündüğümü hatırlıyorum.” Ayrıca kendisine kafasındaki bir sesin sürekli olarak “hadi yap hadi yap” dediğini de belirtti.
Yaptığı müzik, her şartta insancıl ve barışçıl olması, verdiği mesajlar ve gözlükleriyle dünyamızdan mırıldana mırıldana geçen John Lennon’ın, “The Beatles şu anda İsa’dan daha popüler…” sözü için 2008 yılında Vatikan tarafından bağışlandığı açıklandı. Oysa John Lennon’ı yalnızca müzik bağışlayabilirdi…