
ifadelerle başlardı temenniler
çünkü üzerindeki önceden der
denemeden bilinenlerle ilerlerken
birden düzelmez dengeler.
bu saptama ömrüme bedel
lakaytlık ardından da çok önemli değil ki marifet ritmi.
sıcacık cumartesi günleri sobalı köşe günleri.
eksiklikler göğe ermeli
bu kadar kolay olsa çoktan bakıyordur
çok daha fazlasını gören gözler
belli ki o kuvvet mercisi
minik bir sedayım o gün bu zamanda
vapurda gül korular sevdalanmış
aklım bitmez bir soykırım sen,
üzülme gül.
boşver aramayı aratmayı hüzün
zor ki tanemi olmazsa gözüm
hep ama olsun isterdik ne oldu şimdi, ne hangi gün.
düşüncesizliklere hep üzülen şu kötü güne
hep üzülen şu sevdiğine,
süzülen, bir bakıştan da öteye gidemeyen hayatına üzülen
yeniliklerle düzelen duraklanan an’a görünen oysa o sana gül diyen.
dokunmak gerekir incelikle nacizane bulutlardan çıkagelir
belki o an mavisine adanan adam.
sanki düzine dolu madem ve matemlere dayanan bi kan,
ağaca takılı hayatlar var tabanca namlusu olan.